Hikayeme devam edicek olursam,
Yaşadığım yerde skolyoz konuda uzmanlaşmış doktor maalesef yoktu. Neyse ki liseyi şehir dışında İzmir’de okuyacaktım ve orada dalında uzman profesörlerin kollarına kendimi bırakmaya hazırdım. İlk röntgenimi çektirdiğim günü hiç unutmam, ne beklemem gerektiğini bilmiyordum ama bulduğum şeyin beklediğim şey olmadığına emindim. Söylediğim gibi yaşadığım yerde skolyoz pek bilinmezdi bu yüzden eğriliğimi ölçemediler. Filmi bir poşete koyup evin yolunu tuttuk. Annemin gözünü alamadığı bu resme benim 1 sn bile bakmaya tahammülüm yoktu. O gece rüyamda ne gördüğümü anlatmama gerek yoktur heralde. Evde yalnız kaldığımda oturup skolyoz ameliyat videoları izlemeye başlamıştım.
İzmirdeki ilk doktor randevum eğer bu konuda biraz araştırma yaptıysanız muhtemelen görmüş olduğunuz biriydi hatta o zamanlar adı en iyi 10 ortopedist arasında geçiyordu. Muayane odasında, not alması için eline yanlışlıkla bir kağıt verilmiş aslında tırnaklarını törpüleyen bir asistanı vardı. İlk ölçümlerim orada yapıldı. Söylediğine göre torakal bölgede 15, lomber bölgede ise 10 derecelik eğriliğim vardı. Sadece internetten edindiğimiz bilgilerin üzerine pek bir şey eklemedi. Benim gibi bir hastada yalnız çalışamayacağını bu yüzden bir doktora daha görünmemi söyledi(sanırım çok yaşlı olduğu için artık ameliyatı göze alamıyordu). Ardından beni fiziktedaviye yönlendirdi. Gittiğim yer gerçekten çok güzeldi. Adı “Yaşam Vadisi”. Bornova-Ankara yolu üzerinden ulaşılan, şehir dışında hatta dağın tepesinde, telefonların bile çekmediği bir yerdeydi. Kendine özel organik tarım bahçesi hatta havuzu bile vardı. Kısacası tam bir doğal rehabilitasyondu. Konaklama imkanları da vardı. Orda daha çok yogaya benzer hareketlerle esneklik kazanabileceğim duruşlar öğredim. Ağrılarıma da çok büyük katkısı oldu. Terapistim Vedat Akar uzun bir sure birebir çalıştı benimle. Derslerimin yoğunlaştığı dönemde therapist Hülya Hanım evimize gelerek ilgilendi benimle. Çok güzel geçen bir senenin sonunda yıllık kontrol zamanım gelmişti. Pek de güzel bir izlenim bırakmayan doktoruma tekrar gittim. Ölçümlerine göre iki bölge de 5’er derece artmıştı. Kayak ve rüzgar sörfü sporlarına meraklıydım, devam edip demeyeceğimi, korse kullanmamın yararı olup olmayacağını sordum ama tatmin edici yanıtlar alamayınca başka doktorlar aramaya başladık.
http://www.skolyoz-forum.com sitesi o dönemde uğrak noktamdı. Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu’nun ününü duymayan yoktur ama randevu almak da zordur. Birkaç ay sonraya verilen randevumun hazırlıklarına başlamıştık. İstanbul seyahatim sırasında röntgen çektirdim. Öğrendik ki eski doktorum ölçülerimi 10’ar derece az ölçerek 1.5 yıl boyunca bir şeyin yok diye oyalamış beni. Zamanında korse kullanımıyla düzelebilecek eğrim daha da artmıştı ve büyümem hala devam ediyordu. Yaşadığım üzüntüyü dindirmek isteyen radyolog bana daha kötü durumdaki hastaların röntgenlerini gösteriyordu derken muhabbet muhabbeti açtı ve Azmi Hamzaoğlu’ndan randevu almam konusunda yardımcı oldular. Çok büyük bir bekleme odası olan yanlış hatırlamıyorsam 12 odalı muayene bölümü vardı kendisine ait. Orada beklerken müthiş insanlarla tanışabilirsiniz. Azmi Bey gelmeden asistanı tüm odaları dolduruyor, röntgenleri hazırlıyor ve bizlere yapmamız gerekenleri anlatıyordu. Hayatımın en kısa ama en etkili doktor randevusuydu diyebilirim. Hiçbir şeyden vazgeçmeme gerek olmadığını, ağrılarım için spor yapmamı ve korse içinse geç kalındığını söyledi. Aslında derecelerim de Trokal:30 Lumbar:27 imiş. Yine de sörf maceram mutlu sonla bitmedi. Sağ koluma aşırı yüklendiğim için kas dengesizliklerim ve ağrılarım oluştu. Bıraktım.
Sonrasında İstanbul’da çok güzel bir skolyoz programına katıldım. Formed’de fakat artık devam etmediklerine çok üzüldüm. Kamp şeklinde skolyoz hastaları hep beraber egzersiz yapıyorduk. Her sabah tekrar ölçülür, gelişimlerimiz gözetlenirdi. Ayrıca Prof. Dr. Meral Kozakçıoğlu’nun yanında elektromanyetik bir cihazla kas güçlendirme-gevşetme tedavisi de gördüm. Devam etsem daha çok işe yarayacağına emindim.